KOKULU ÜZÜM

Kokulu Üzüm, bünyesinde bol miktarda "Resveratrol” ve "Antioksidan” bulunduran, mantar hastalıklarına karşı doğasında dayanıklılıkla yetişebilen ve faydaları nedeniyle "İlaç Üzüm” olarak da adlandırılan çok sağlıklı bir meyvedir.

Kokulu Üzüm Hakkında

Türk kültür ve mitolojisinde; Üzüm tanelerinin bir araya gelerek salkım oluşturması; güzellik, bereket, kan, can, aşk ve sağlığın sembolüdür.

Isabella (Vitus Labrusca), İlaç Üzüm, Çilek Üzüm, Kara Üzüm gibi bir çok isimle anılsa da kendine has aroması nedeniyle Karadeniz’de daha çok "Kokulu Üzüm” olarak tabir edilir.

Kokulu Üzüm, bünyesinde bol miktarda "Resveratrol” ve "Antioksidan” bulunduran, mantar hastalıklarına karşı doğasında dayanıklılıkla yetişebilen ve faydaları nedeniyle "İlaç Üzüm” olarak da adlandırılan çok sağlıklı bir meyvedir. Sinop’tan Artvin’e kadar Karadeniz Bölgesi’nde endemik olarak yetişir. Karadeniz’de 88 çeşidinin bulunduğu ve bölge topraklarındaki uyumu ve verimliliği nedeniyle 5 çeşidinin tescillendiği bilinmektedir. Sonbahar’ın başlarında başlayan hasat dönemi, Ekim ayının sonuna kadar devam etmektedir. Çeşidine göre ise, rengi pembe ve siyah olarak değişir. Hasat zamanının ilk dönemlerinde özellikle pembe olan bazı çeşitlerin tadı oldukça mayhoştur. Ekim ayının ortalarında ve sonlarında asmalardaki üzümler iyice olgunlaşarak çok fazla tatlanır. Kokulu Üzüm’ü diğer üzümlerden ayıran en önemli özellik kendine has kokusu ve yoğun aromasıdır.

Bölge halkı tarafından, genellikle kalın kabuğu sıkılarak tatlı olan iç kısmı tüketilir. Resveratrol maddesinin en çok üzümün kabuğunda bulunmasından dolayı ise, kabuğu ile birlikte tüketilmesi insan sağlığı için çok önemlidir. Kokulu üzümü, kalın ve hafif ekşi olan kabuğu ile birlikte tüketemeyenler; mevsiminde saplarından ayrılarak üzüm tanelerinin kaynatılmasıyla hazırlanan ve damak tadına göre az miktarda sulandırılarak içilebilen üzüm sularını her mevsim tüketebilmektedir. Kaynatılarak hazırlanan bu sular, kabuğundan aldığı muhteşem rengi ve faydaları ile tam bir "şifa ve enerji” kaynağına dönüşür.

Tam da NATUVA Şeker İlavesiz %100 Kokulu Üzüm Sularında olduğu gibi…

Karadeniz'de Kokulu Üzüm

Kutsal kitaplarda da yer almış olan üzüm, besin kaynağı ve güzellik iksiri olarak ifade edilir.
Kokulu siyah üzüm yaprak döken, sarılıcı gövdeye sahip, 15 metreye kadar yükselebilen ve oldukça hızlı büyüme ve gelişme gösteren üzüm türleri içinde mantar hastalıklarına en dirençli olan bitkilerdendir.
Karadeniz Bölge’sinde ortalama 1600 metre rakıma kadar yayılış göstermektedir. 700 metre rakıma kadar iyi adaptasyon gösterir.
Mayıs-Temmuz aylarında çiçek açan Kokulu Üzüm, Eylül-Ekim sonlarında meyveleri olgunlaşır.
Genellikle toprak seçmemekle birlikte kalkerli drenajı iyi toprakları tercih eder.
Kendine has kokusu ve tadı bulunan meyveleri oldukça yüksek oranda şeker ihtiva eder.

ÖNEMLİ: Üzüm, yüksek şeker içeriği dolayısıyla kalori değeri fazla olan bir besin maddesi olduğu için şeker hastalarının kontrollü tüketmesi uygun görülür.

Kokulu Üzüm'ün Besin Değerleri

İçerdiği besin maddeleri sayesinde güzellik iksiri olan ve zayıflama rejimlerinde kullanılan üzüm gerçek bir beyin besinidir. Öğleden sonra yenilecek bir salkım üzüm veya içilecek bir bardak üzüm suyu vücudu ve beyin hücrelerini zindeleştirmektedir. Bir kilo üzüm 1150 g. süt, 390 g. et, 300 g. ekmek ve 1200 g. patatese eşdeğer sayılmaktadır.

Kokulu Üzüm'ün Faydaları

Amino asitler, B vitaminleri (B l , B2), mineraller, potasyum, magnezyum ve demir içerdiği için bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.
İçerdiği doğal früktoz sayesinde vücudun harcadığı enerjinin kısa sürede depolanmasını sağlar.
Bünyesindeki magnezyum insanın iş verimliliğini artırır.
Cildin taze ve temiz bir görünüm almasını sağlar.
Yağların erimesine yardımcı olur.
Vücudu virüslere karşı dirençli hale getirir.
Potasyum, demir ve magnezyum deposudur.
Zayıflama rejimlerinde kullanılır.
Kabuklarında bulunan resveratrol maddesi sayesinde kansere karşı savaşmakta, antioksidant görevi sayesinde yağlı bileşiklerin kılcal damarlarda birikmesini engellemektedir.
Başta astım olmak üzere solunum yolu enfeksiyonlarında, akciğerdeki nem oranını arttırarak solunuma yardımcı olur.

Sabahları aç karnına içilen üzüm suyu baş ve migren ağrılarından korur.
Kandaki nitrik asit seviyesini düşürerek kanın pıhtılaşmasını önler ve bu yolla kalp krizi riskini önemli ölçüde azaltır.
Üzümde bulunan antioksidanlar damarları tıkayan LDL kollesterolun (kötü kolllestrol) yükselmesini önler.
İçerdiği zengin organik asitler, şeker ve selüloz sayesinde Laksatif (kabızlık giderici) özelliği vardır.
İçerdiği zengin nişasta ve organik maddeler sayesinde sindirim sistemi rahatsızlıkları olanlar için şiddetle tavsiye edilir.
İçeriğindeki zengin flavonoidler göz ve görme kayıplarını önlemede yardımcı olur.
İçeriğindeki zengin antioksidanlar sayesinde sinir sistemi harabiyetlerini önlemeye yardımcı olur.
Ürik asidin asitlik seviyesini düşürerek asidin vücuttan atılmasına ve böbreklere gelen baskıyı önemli ölçüde azaltarak böbrek sistemin korunmasına yardımcı olur.

Zengin demir içeriği nedeniyle hemoglobin (kana kırmızı rengini veren özel bir protein ) sentezini artırarak alyuvarların daha fazla oksijen depolamasına yardımcı olur.
Üzümde bulunan antioksidanların serbest radikallerle savaşarak alzheimer hastalarında amiloidal beta polipeptitlerin ( alzheimer hastalığının teşhisinde bakılan kanda bulunan özel bir protein ) seviyesini düşürdüğü ortaya çıkmıştır
Bu şekilde halsizlik yorgunluk ve bitkinlik şikayetlerinin önemli ölçüde azaltılmasına yardımcı olur.
Yapılan son araştırmalar üzümün meme kanseri riskini önemli ölçüde azalttığı kanserden koruyan ve kanser riskini önemli ölçüde azaltan bir bitki olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır.

“Kokulu Üzüm ve faydaları hakkında bu sayfada paylaştığımız bilgiler, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Prof. Dr. Hüseyin Çelik’in çeşitli makaleleri ve yayınlarından derlenmiştir. Kokulu üzümün Karadeniz bölgesindeki çalışmalarında Prof. Dr. Hüseyin Çelik’in katkıları öncü niteliğindedir.”

Karadeniz'in Değerli Meyvesi

Kokulu Üzüm ile Çıktığımız Yolculuğa İthafen;

"Mücadele Doğa’nın parçasıdır, bu nedenle zorluk hikayelerini görmezden gelmemiz neredeyse imkansız. İnciler, elmaslar ve ödüllü şaraplar zorluklara rağmen doğanın zaferini simgeler. İstiridye rahatsız edici kum tanelerinden kendisini koruduğunda inci oluşur. Elmaslar Dünya’nın kabuğundaki ezici basınç ve yoğun ısı altında oluşur. Ve en iyi üzümler, asma köklerini zorlayan ve yoğun "KOKULU ÜZÜM” kümelerini yaratan dik dağ yamaçlarından veya kayalık topraklardan gelir, en "KARAKTERLİ” olanlar bunlardır. Özellikle sonunda bir elmasın bulunduğu ve mücadelenin tatmin edici bir çözüme ulaştığı hikayeleri severiz."

"Hikaye anlatmak yaptığımız bir şey değildir. Hikaye anlatmak bizi biz yapan şeydir.”
Carmine Gallo, Hikaye Anlatıcısının Sırrı, 2016

Tüm Sayfalar